Kelimesiz Asla Part 13 - Part 14

bend

bükmek, kıvırmak

decline

azaltmak, kötüleşmek, reddetmek

establish

kurmak, tesis etmek

estimate

hesaplamak, tahmin etmek

honor

saygı göstermek, onurlandırmak, onur

reconcile

uzlaşmak, uzlaştırmak, barıştırmak

reveal

açığa çıkarmak, açıklamak

admit

kabul etmek

characterize

tanımlamak, karakterize etmek

delay

ertelemek, gecikmek

identify

teşhis etmek, kimliğini ispat etmek

lower

azaltmak, alt kısmı, düşürme

recover

iyileşmek

maintain

sürdürmek, iddia etmek

seize

kapmak, el koymak, ele geçirmek, anı yakalamak

appreciate

takdir etmek

collapse

yıkılmak, çökmek, batmak

define

tanımlamak

exploit

sömürmek, yararlanmak, kullanmak ; yarar

ignore

görmezden gelmek, yok saymak

immigrate

göç etmek

regard

saymak, addetmek, ilgili olmak

strike

darbe indirmek, vurmak

assign

görevlendirmek, atamak

commit

adamak, suç işlemek

demand

talep etmek, sormak

evolutionary

evrimsel

hospitable

konuksever, misafirperverlik

distressing

üzücü, acı veren

dominant

hakim, egemen, baskın

enhance

yükseltmek, artırmak

controversial

tartışmalı, anlaşmazlığa neden olan

chaotic

karmakarışık, düzensiz

courteous

kibar, nazik, saygılı

external

harici

distinctive

ayıran, farklı

comprehensive

kapsamlı, anlayışlı

accountable

sorumlu

compulsive

zorunlu, mecburi

cruical

çok önemli, kritik nokta

uneasy

tedirgin, huzursuz, gergin

various

muhtelif, çeşitli

vast

geniş, engin, büyük

artificial

yapay, yapma

conservative

tutucu, muhafazakar

significant

önemli, mühim

suitable

uygun

susceptible

hassas, alıngan

unambiguous

anlamı açık, sarih

underdeveloped

az gelişmiş, geri kalmış

related

ilgili

viable

uygulanabilir, tutarlı

relevant

uygun, ilgili

shared

ortak

invade

istila etmek

propose

teklif etmek, arz etmek

restore

onarmak, eski haline getirmek

yield

üretmek, kazanç getirmek, teslim etmek/olmak

accelerate

hızlanmak, hızlandırmak

cause

neden olmak

derive

türetmek, almak

devoted

sadık

distant

uzak, mesafeli

autonomous

bağımsız

determined

kararlı

emerge

ortaya çıkmak

foresee

tahmin etmek

inspire

esinlenmek, nefes almak, teşvik etmek

offend

gücendirmek, suç işlemek

pose

sorun yaratmak, arz etmek

reproach

eleştirmek, kınamak

broaden

genişletmek

constitute

meydana getirmek, oluşturmak

enforce

zorlamak, uygulamak

grant

kabul etmek, tahsis etmek

modify

değiştirmek

promote

terfi ettirmek, destek vermek

resist

direnmek, karşı koymak

resemble

benzemek

capture

tutsak etmek, kontrolü ele geçirmek

convert

değiştirmek, dönüştürmek

envy

kıskanmak, imrenmek

harvest

hasat/harman kaldırmak

unique

eşsiz, tek

universal

evrensel

unemployed

işsiz

unusual

alışık olunmayan, nadir

satisfactory

memnuniyet verici, tatmin edici

steady

istikrarlı, sabit

steep

dik, keskin

unexpected

umulmayan

public

umumi, halka ait

radical

köklü, esaslı

rapid

hızlı

rural

kırsal

hamper

güçleştirmek, engel olmak